Kelime |
Açıklama |
au plus haut degré |
son derece |
avoir la forme |
formunda olmak |
avoir le verbe haut |
yüksek sesle konuşmak; yüksekten atmak |
contre-haut |
/koñtrõo / adv aşağıdan yukarıya |
contre-haut |
aşağıdan yukarıya |
de haut en bas |
tepeden tırnağa |
en bonne et due forme |
kurallara uygun olarak |
en forme |
kanuna göre |
en forme de |
biçiminde |
en haut de |
tepesinde, üstünde |
être en forme |
tam formunda olmak |
faire haut le pied |
kaçmak |
forme |
/form(õ) / nf şekil, biçim; görünüş, kılık; kalıp; bas. forma formes nfpl nezaket kuralları avoir la forme sp. formunda olmak en bonne et due forme kurallara uygun olarak en forme kanuna göre en forme de biçiminde être en forme tam formunda olmak par forme de biçiminde, şeklinde pour la forme âdet yerini bulsun diye prendre forme biçimlenmek |
haut |
, e/'o, 'ot / adj yüksek; yukarı; denizden uzak olan; uzun à haute voix yüksek sesle crime de haute trahison vatan hainliği de haut en bas tepeden tırnağa haut de couleur cırlak renk haut fourneau yüksek fırın Haute Cour de justice Yüce Divan haute fidélité sesi çok doğal veren haute main elebaşi haut les mains! eller yukarı! la haute mer açık deniz, engin là-haut gökte le très-haut tanrı /'o / nm üst, tepe; yükseklik tomber de tout son haut boylu boyunca düşmek traiter de haut en bas hor görmek /'o / adv yüksek sesle; yükseklere en haut de tepesinde, üstünde faire haut le pied kaçmak haut les mains! eller yukarı! parler haut yüksek sesle konuşmak tout haut yüksek sesle |
haut de couleur |
cırlak renk |
haut fourneau |
yüksek fırın |
haut les mains! |
eller yukarı! |
haut placé |
yüksek mevkili |
haut-de-chausses |
/'odşos / nm dize kadar uzanan pantolon |
haut-de-chausses |
[le] dize kadar uzanan pantolon |
haut-fond |
(pl hauts-fonds) /'ofoñ / nm denizin sığ yeri |
haut-fond |
[le] denizin sığ yeri |
haut-le-cìur |
/'olkör / nm inv mide bulantısı; iğrenme, tiksinti |
haut-le-cìur |
[le] mide bulantısı; iğrenme, tiksinti |
haut-le-corps |
/'olkor / nm inv irkilme, irkinti |