Kelime |
Açıklama |
avoir la bouche/langue pâteuse |
ağzı yapış yapış olmak |
avoir le coeur sur la bouche |
gerçeği söylemek |
avoir le nez bouché |
burnu tıkalı olmak |
bouche |
/buş / nf ağız faire la petite bouche beğenmez görünmek, ağız yapmak faire venir l'eau à la bouche ağız sulandırmak avoir le coeur sur la bouche gerçeği söylemek bouche close ağız açmamak, hiç söylememek provisions de bouche yiyecekler, azık |
bouché |
, e/buşe / adj kapalı; tıkalı; mec. kalın kafalı, aptal avoir le nez bouché burnu tıkalı olmak |
bouche à feu |
ateşli silah |
bouche close |
ağız açmamak, hiç söylememek |
cavité de la bouche |
ağız boşluğu |
faire la petite bouche |
beğenmez görünmek, ağız yapmak |
faire son trou |
bir yere kapağı atmak |
faire un trou à la lune |
iflas etmek, topu atmak |
faire venir l'eau à la bouche |
ağız sulandırmak |
le trou de la serrure |
anahtar deliği |
provisions de bouche |
yiyecekler, azık |
rester bouche bée |
ağzı açık kalmak |
se rincer la bouche |
ağzını çalkalamak |
trou |
/tru / nm delik; boşluk, çukur; eksiklik, boşluk; tic. açık le trou de la serrure anahtar deliği faire son trou bir yere kapağı atmak trou d'air hava boşluğu |
trou d'air |
hava boşluğu |
trou dans la couche d'ozone |
ozon deliği |
achigan à grande bouche |
siyah bas, iri ağızlı siyah levrek |
arracher les mots de la bouche |
ağzından laf almak |
avoir l'eau à la bouche |
ağzı sulanmak |
avoir le nez bouché |
burnu tıkalı olmak, genizi tıkanmak |
bâtonnet de bouche |
ağız değneği |
bouche |
ağız |